Şanlıurfa'da, Akçakale Belediyesi'nce hayata geçirilen proje kapsamında 150 kadın, 300 dönüm arazide elleriyle yetiştirdikleri biberden kazandıkları parayla aile bütçelerine katkıda bulunuyor.
Ektikleri biberin hasadını yapıyorlar
Akçakale ilçesinde kadınların istihdamının artırılması amacıyla yürütülen "Akça Kadınlar Üretiyor Projesi" kapsamında, kadınların bazı kurumlardan temin edilen 300 dönüm arazide mayıs ayında ektikleri biberlerin hasadı başladı.
Proje kapsamında çalışan 150 kadın, tüm aşamalarında çalışıp hasat ettikleri biberleri kavurucu sıcakta uzun ve zahmetli bir sürecin ardından isota dönüştürerek evlerine ekmek parası götürmenin mutluluğunu yaşıyor.
“İşsizliği bertaraf etmek için sosyal projeler çıkarıyoruz”
“Üreten Türkiye ve kendi kendine, yeten Türkiye sloganıyla” planladığımız birkaç projeden birini isot, üretimini hayata geçirdik’ diyen Akçakale Belediye Başkanı Mehmet Yalçınkaya, “ Bölgede su var, güneş var, imkan var, fakat büyük bir işsizlik var, üretimde büyük eksiklik var. Şimdi biz bunları dikkate alıp, sosyal Belediyecilik anlayışı içerisinde, burada 21 bin tarım işçisi var ve bunlar Pancarda, soğanda, sebzede meyvede çalışıyor. Bu işçilerin büyük bir kısmı, trafik kazlarında öldü, bunu düşünerek kendi yerinde, kendi toprağında, kendi ilçesinde bu kadınlarımızı üretici yapmak, yani üretim sağlamak ve bunlara iş temin etmektir. Şimdi Belediye’ye gelen vatandaşlarımız hizmet noktasında herhangi bir sıkıntı yok, ancak büyük bir işsizlik var ve burada doğurganlık oranı çok yüksek, çocuk sayısı çok fazla, bütün bunların bertaraf edilmesi için, sosyal projeleri öne çıkarmamız gerekiyor” dedi.
Başkan Yalçınkaya, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kendi kendine yeten Türkiye, üreten Türkiye" vurgusundan yola çıkarak 3 ay önce biber fidelerini toprakla buluşturduklarını söyledi.
“Kadınlar ektikleri biberi kendileri hasat ediyor”
Kadınların ekerek bakımlarını yaptığı biberlerin hasadını da yine kendilerinin yaptığını vurgulayan Yalçınkaya, şöyle konuştu: "Bu biber üretimini çok önemsiyorum. Çünkü özellikle kadın kardeşlerimizi üretime dahil etmek önemli meseledir. Biz belediye olarak az imkanlarla bu projeyi gerçekleştirdik. Hasattan çok yüksek bir ürün bekliyoruz. Hasadı yapılan biberler kadınlar tarafından işlenerek isot haline dönüştürülüyor. Elde ettiğimiz bu isotlar piyasaya sunularak tezgahlardaki yerini alıyor. Ürettiğimiz isotlar tamamıyla doğal olduğu için rahatlıkla tüketilebilir.”
Yalçınkaya, üretimi artırmak istediklerini belirterek, "Bu yıl 300 dönüm üzerinde gerçekleştirdiğimiz biber ekimini gelecek yıl 2 bin dönüme çıkartmak için çalışıyoruz. Projede çaba harcayan tüm kadın kardeşlerimizin sayısını da 500’e çıkarmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
“Burada çalışan vatandaşlarımıza 150 milyon civarında para ödedik”
Başkan Yalçınkaya sözlerini şöyle sürdürdü, “Tarımsal üretim yapabiliriz, sera ve tekstile öncelik verebiliriz, arkasından çağrı merkezine öncelik verdik. Bu şekilde arka arkaya, sıraladık ve şimdi bu yıl Mayıs ayında Devletin arazilerini yani atıl halde boş olan, arazilerini kiraladık ve 300 dönümlük ve Türkiye de yapılan belediye noktasında söylüyorum en büyük üretim alanı 300 dönüm alanında Urfa biberini yani isotun üretimini yapıyoruz ve şimdi burada 150 milyon’a yakın para ödedik, bu çalışan kardeşlerimize ve bu sayede evlerine ekmek götürdüler ve üretimde bulundular. Şimdi ürettiğimiz bu isotlar, pandemi döneminde çok mühim neden diye soracak olursanız? İsot bünyenin güçlenmesi noktasında 3,5 tane üründen biri bunlardan zerdeçal, sarımsak, kırmızıbiber, yani kırmızı toz biber ve yeşilde biber onun için bunlar, hayatımızda büyük önem arz etmektedir. Biliyorsunuz tedavide bağışıklık sistemin güçlendirmesi, sağlık noktasında pandemi noktasında da çok büyük bir desteği ve önemi var.” sözlerine ekledi.
“Tarım işçisi çocukları eğitimlerinden geri kalmayacak”
Yalçınkaya, Tarım işçisi ailelerin çocukları bu proje sayesinde, eğitimlerinden geri kalmayacaklarını vurgularak sözlerini şöyle tamamladı: “Bu projenin 2’nci aşaması, anneleriyle birlikte çocukların eğitimi söz konusu! Eğitim öğretim her sene 2 ay sonra başlıyor ve 1 ay önce bitiyor. Nedeni ise, tarımsal üretimin, Türkiye çapında başladığında burayı terk ediyor. Aileler kendileriyle götürdükleri çocukları ve orada çalıştıkları sürece, çocuk eğitime devam edemiyor. Burada sağladığımız imkânla 150 ailenin çocukları eğitimlerinde geri kalmadan okullarına devam edebilecekler ve buda çocukların eğitimi için büyük bir katkı sağlıyor. Bizde burada 150 kadınımıza, ev aile reisine iş imkânı üretim imkânı verdik. Önümüzdeki yıl inşallah bu alanı 500 bine çıkarmak istiyorum ki daha fazla insanı burada çalıştıralım ve daha fazla üretim yapalım. Bunun neticesinde üreten Türkiye, kendi kendine yeten Türkiye, bu sıkıntıyı ve şuandaki bu ekonomik badeyi bu şekilde atlatabilelim bunun gayreti içerindeyiz.” dedi.
