Spor sadece bir oyun değildir; ahlaktır, duruştur, güven duygusudur. Hele ki söz konusu kulüp Şanlıurfaspor gibi köklü ve halkın gönlünde taht kurmuş bir değer olunca, bu ilkelere bağlılık daha da önem kazanır. Ancak ne yazık ki son günlerde yaşananlar bu hassasiyetin yeterince gözetilmediğini düşündürmektedir.

Geçmişte kulübe 5 milyon TL sponsorluk vaadinde bulunup bu sözünü yerine getirmeyen, kamuoyunda da adı “ profesyonel tokatçı” olarak anılan bir şahsın, şimdi tekrar Şanlıurfaspor üzerinden reklam yapmaya çalışması kabul edilebilir bir durum değildir. Üstelik bu şahsa kulübün resmi sosyal medya hesabından “teşekkür” edilmesi ve bu reklam faaliyetlerine ortak olunması, camia adına büyük bir talihsizliktir.

 

Teşekkür, verilen söz tutulduktan sonra edilir. Önce para kasaya girer, sonra plaket verilir; önce dekont gelir, sonra fotoğraf çekilir. Şanlıurfaspor gibi bir camianın, geçmişte taahhütlerini yerine getirmemiş şahıslara sahne sunması, kulübün imajına gölge düşürür.

Eski başkanlardan Haçim İzol’un da açıkça dile getirdiği gibi, bu tür “profesyonel üçkâğıtçıların” çekine, senedine, vaadine değil; geçmişine ve siciline bakılmalıdır. Birkaç güzel söz ve sosyal medya fotoğrafıyla kamuoyu oluşturmak isteyenlerin niyeti açık: Kulüp üzerinden kendilerine meşruiyet ve itibar devşirmek.

 

Şanlıurfaspor’un geçmişinde de buna benzer örnekler yaşanmış, şaibeli isimler yönetime sızarak kulübü zarara uğratmıştır. Artık bu hatalardan ders alınmalı ve benzer durumların tekrarı kesin bir şekilde engellenmelidir.

Buradan kulüp başkanına ve yönetim kuruluna çağrımızdır:
Reklam için değil, gerçek katkı için gelenlerle yol yürüyün. Söz değil, icraat konuşsun. Teşekkür değil, teminat alın. Şanlıurfaspor, kimsenin PR malzemesi değildir!

Unutulmamalıdır ki bu kulüp, milyonların gönül verdiği, adı "Şanlı" ile anılan bir değerdir. Şaibeli vaatlere alet edilemeyecek kadar büyük, itibarlı ve onurludur.