Ama yinede mutluyduk o zaman.
Güneş altında su gibi akardı terimiz.
Yılan derisi gibi gavlardı sıcaktan derimiz.
Akşam yatakta sır sır sızlardı her bir yerimiz.
Yinede mutlu yaşardık o zaman.
Horoz ötümünde gider akşama dönerdik.
Akşam öğünü için patetesi ateşe gömerdik.
Gözümüz yatakta kalır mum gibi sönerdik.
Yinede mutluyduk o zaman.
Bir yanda bostan,ırğatlık,harmanı yaylası.
Azzik götürenin elinde helke.sırtında balası.
İmece ile iş yapadı komşusu dayısı halası.
Yorgunduk ama mutluyduk o zaman.
Go sabunla çıkarırdık sırtımızın kirini.
Bir yerimiz ağrısa alıp getirirdik birini.
Doktor yerine kullanırdık aspirini gırıpini.
Yinede mutluyduk o zaman
Her dağ’da vardı yayla denen obamız.
Akşam olunca meşeyle dolardı sobamız.
Baş köşede otururdu ana babamız.
Yinede mutlu yaşardık o zaman-
Kerpiçden taştan olurdu evin duvarı.
Yan odadaki ahıra dıkardık malı davarı.
Su değirmeninde üğütürdük unu zavarı.
Yinede çok mutluyduk o zaman.
Azıcık aşımızla ağrımazdı başımız.
Bir misafirimiz gelse eğilmezdi kaşımız.
Gelene hizmet vardı farketmezdi yaşımız.
Yinede çok mutlu olurduk o zaman.
Altımızda ottan döşşek üste mitil yorgan.
İşin yoksa çedeneyi islat döğ yap çul urgan.
Parasızlıktan herkes kesemezdi kurban.
Fakirdik ama mutluyduk o zaman.
Büyükler eşşek’le odun getirirdi dağdan.
Çocuklar hırsızlık yapardı bahçeden bağdan.
Haberimiz bile olmazdı günden aydan.
Yokluk vardı ama huzurluyduk o zaman.
Ulaşım aracı olarak eşşekle kağnımız.
Gıkımız çıkmazdı çalışırken yansa canımız.
Sopa yemiş gibi ağrırdı her bir yanımız.
Yinede mutluyduk o zaman.