700 yıl Dünyaya adaleti ve İslami yaymaya çalışan Osmanlı ne yazık ki Ecnebilerin derinden kurduğu büyük tuzaklar ile içimize yerleştirdikleri masonlar tarafından Osmanlıyı bitirip cennet mekân Abdülhamit ve son halife vahdetini düşürüp dünyadaki 1 Milyar 700 milyon Müslüman ülkelerini sömürüp insanların acı çekmesine sebep olmaktadırlar. 

 

Türkiye 2002 yılında Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde Ak Parti ile tekrar kalkınma atağına geçmiş ve inanılmaz gelişim ve değişimler yaparak Dünya ülkelerinin Türkiye üzerindeki kan emici oyunlarına (IMF) son verdi.

 

Bunu hazmedemeyen kapitalist ve sömürgeci ülkeler R.Tayyip Erdoğan’ı ve Ak Partiyi hedef alarak Osmanlı halifelerini düşürürken oynanan oyunları bu defa Ak Parti ve R.Tayyip Erdoğan üzerine oynamaya başladılar.

 

17–25 Aralık baskınları ve Gezi olayları ile Ak Parti hükümetini düşürüp Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ı hal etmek niyetindeydiler.

 

Allah doğrudan yanadır, Avrupa’nın ve Sömürgeci ülkelerin desteklediği piyonların oyunu Gezi de tutmadı.

 

İmparatorluk mirası olan Türkiye ve Osmanlı torunlarının yeniden güçlü olduğunu tüm Dünyaya göstermenin zamanı geldiğini, çalışmaları, icraatları ve dik duruşu ve ümmetin sesi olduğunu dünyadaki mazlumların ve sessizlerin sesi olan Dünya lideri R.Tayyip Erdoğan Allahın lütfü olarak tekrar bu millete bahşedilmiş ve karanlık günlerden ülkeyi müyesser medeniyete taşımıştır.

 

 

Türkiye, Asya’yı bırakıp Avrupa’ya, Avrupa’yı bırakıp Asya’ya, Kuzeyi bırakıp Güneye, Güneyi bırakıp Kuzeye yönelen bir ülke olmaktan çıkmış, Dünya ülkesi bir Türkiye olmuştur.

 

Eskiden Dünya liderleri karşısında Ülkemizin ağırlığını kaldıramayan onlara karşı Ülkemizi küçük düşüren yöneticilere şahit olduk, 1 Milyar dolar için IMF’ye muhtaç duruma getirmiştiler bizi Avrupa ve Sömürgeci ülkeler tekrar bizi O GÜNLERE döndürmek niyetindeler.

 

 

AK Partiye iftira edip meydanlarda konuşanlara sormak lazım;


Yolsuzluk yapıldı ise 12 yılda yapılan hizmetler nasıl yapıldı, IMF’nin borcu nasıl ödendi şimdi IMF’ye borç para veriliyor, Sağlık ta devrim yapıldı, Fakir insanlar, bu hükümetten önceki yıllarda bırakın özel hastanelerde tedavi olmayı, devletin hastanelerinde ölülerini bile çıkaramıyorlar ve rehin alınıyorlardı.

 

Milli gelir yükseldi, Eğitimde reformlar yapıldı, Tüneller, Köprüler, barajlar, otoyollar, bölünmüş yollar, Dünyanın en büyük havalimanı projesi, Kanal İstanbul projesi, Dul-yetim maaşı, İşsizlik maaşı, özürlü maaşı ve ücretsiz burslar verildi, yolsuzluk yapılmış olsaydı bu hizmetler olabilirimiydi.


Bugün bu kalkınmayı ve büyümeyi hazmedemeyen güçler bugün Cumhurbaşkanı ERDOĞAN ve Ak Partiyi hedef alıp, kalkınan ülkemizin aydınlık geleceğini karatmak istemektedirler.

 

 

Halk o günleri unutur mu?  Unutmaz ve %41 oy vererek Ak Partiyi birinci yaptı ama tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu yakalayamadığı için İstikrara oy vermeyenler takım tutar gibi sandık başına gidip oy kullanan 20 yaş ve altındaki gençler o karanlık ve zulmetli günleri yaşamadıkları için ne kaybettiklerinin farkına sonradan varacaklar fakat giden geri gelmiyor.

 

Ülke karanlık yıllara geri götürülmek isteniyor, Hükümet kurmaya partiler yanaşmazken “kırmızıçizgilerden bahsediliyor, %13, %16, %25 üç parti kırmız çizgiden bahsederken %41 oy alan Ak Parti “edep” dışına çıkmayı kırmızıçizgiden bahsetmiyor. Ülkenin menfaatimi önemli yoksa kırmızıçizgiler mi? Önemli.

 

Görünen o ki Hükümet kurulması biraz zor görünüyor, erken seçim kasım Aralık’ta olabilir.

 

Bir ihtimal de Ak Parti MHP veya CHP hükümeti kurabilir ama ömrü uzun sürmez nedeni bu kırmızı çizgiler ülke erken seçime tekrar gider gibi görünüyor.

 

Seçmen şuurlu olmalı ve davasına sadık olmalı sonradan ibret alınacak duruma düşmemeli.

 

Şuurlu bir dava adamı, Allah'tan başkasından korkmamalıdır. Davasını yaşamada, onu bir başkasına anlatma ve aktarmada, hiç kimseden çekinip korkmamalıdır. Şeytanın vesveselerine kulak verip 'Aman ben bunu söylersem bana' şöyle derler, şunu yaparsam bana eziyet ederler..." gibi şeylerden etkilenmemelidir.

Onun korkusu mahlûktan değil, hâlıktan (yaratıcıdan) olmalıdır. Çünkü mahlûk’un değil hâlıkın cennet ve cehennemi vardır.

Gerçek bir dâva eri, her zaman atak ve cesur olmalıdır. Dinine yapılan saldırılara karşı koymalı, onlara engel olmalıdır.

 

Başka yazıda buluşmak üzere Allah’a emanet olun.